3 Şubat 2011 Perşembe

.bir damlası yeter.

Diyelim temizlik yapmak için, sağı solu silmek için deterjan alacaksınız. Aklınıza en çok reklamı yapılanlardan biri geliyor. Hem reklamlarında sürekli “tek başına her derde devadır” gibi bir iddiası da var. Aldınız bir ürünü, etiketini okuyorsunuz, şöyle diyor: “Mutfak, banyo, yer, duvar, tavan, cam, çerçeve, kapı, baca ne varsa süper temizler, ayna gibi yapar. Bal döker yalarsınız… falan filan…” Sonra devam ediyor: “mutfak yüzeyleri için özel mutfak ürünümüzü almanızı öneririz. Camlarınız için cam temizleme spreyimizi, yerler için özel döşeme deterjanını kullanın…” İyi de madem her şey için ayrı ürün var, bu elimizdeki ne halta yarıyor? Hemen gidip söylenen ürünü arıyorsunuz. Biraz etiket okuma alıştırmasından sonra ne kadar çok çeşitte ürün olduğunu fark ediyorsunuz. Küçük bir dikkatsizlik size çok yanlış bir ürün oldurabilir. Fırın kapağındaki camı içeriden temizlerken kullanılacak özel ürün var bu ülkede… Birkaç denemeden sonra işin içinden çıkamazsanız oradaki mavi gömlekli oğlanlardan birinden yardım istiyorsunuz. O da baygın bakışlarla sizi dinliyormuş gibi yapıp eliyle raftan aldığı şişeyi size veriyor. Neyse, şimdi kıllandınız ya hemen doğrusunu mu aldım acaba diye etiketteki kullanıldığı yerler listesini okuyorsunuz. Tamam elinizdeki tam da aradığınız şey… Vay be herife bak pat diye buldu. Bir saattir bakıyoruz biz, gözümüzün önündeymiş… Uzmanlık işte… adama boşu boşuna giydirmezler mavi gömleği… Eve geliyorsunuz… İçinizde büyük bir heyecan. Acayip bir ürün buldunuz, artık tüm dertleriniz bitecek. Hem de bir damla ile… Biraz düşünüyorsunuz… Kafadan kabaca bir hesap… “Her seferinde bir damla kullansam, bu şişe… nereden baksan… çocuklara miras kalır…” Her neyse, şimdi bu kadar büyük bir icadı öyle dikkatsizce kullanmak olmaz. Kullanma talimatını tekrar oyuyorsunuz. Bu arada marketteyken dikkat etmediğiniz bir bölüm karşınıza çıkıyor: Uyarılar bölümü! Buna göre elinizdeki ürün yanıcı, uçucu, patlayıcı, zehirli, asitli falan bir şey. Hatta diyorlar ki önce görünmeyen bir yerde deneyin, uyguladığınız yüzey erimezse devam edin… Ayrıca gözünüze gelirse kör, kulağınıza kaçarsa sağır, kafanıza damlarsa kel olursunuz! Yapılmaması gerekenler ise iyice şüphe çekici… Sakın yutmayın, koklamayın, eldivensiz kullanmayın, çocuklardan uzak tutun, yaşlıları yaklaştırmayın, hamileler odadan çıksın, gözlüklüler bakmasın, kekemeler konuşmasın… Ulan bu ne! Bomba resmen bu… Hijyen sağlayacağız, mikropları öldüreceğiz diye evdeki tüm canlıları öldürmeye mi çalışıyorlar? Bu durum karşısında ne yaparsınız? Ya tırsarsınız ürünü beş torbaya birden koyup atarsınız ya da tüm talimatlara uyarak kullanmaya karar verirsiniz… Sonra? Sonra görürsünüz ki değil bir damlası, yarım şişesi bile işe yaramıyor. Onun için başlarsınız biraz şundan biraz bundan karıştırıp kendi icatlarınızı yapmaya… Bütün ev kadınlarının bu tür karışımları var. Yemek yapar gibi, en doğru formülü kendileri buluyor. Belki de üreticiler onların bu zevklerini ellerinden almamak için böyle yarı mamul şeyler piyasaya sürüyorlardır.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder